22 Nisan 2012 Pazar

YEŞİL ZEYTİNLİ TAM BUĞDAY EKMEĞİ

YEŞİL ZEYTİNLİ TAM BUĞDAY EKMEĞİ / KAŞIK DÜŞMANI


"Çok yemekler vardır bizim yörede
Bazısı kayboldu uzun sürede
Yufka ekmek başta gelir törede
İsim isim sayıp bakması vardır"

Evet; yufka, ekmek başta gelir törede... Ekmek, kültürümüzde çok büyük  bir yere sahiptir. Ekmek parası kazanırız. Tuz ekmek hakkı deriz. Ekmeğini eline almak, önemli bir statüdür. Ekmek elden su gölden yaşanmaz. Yere düşürdüğümüzde alıp öpüp hemen alnımıza götürdüğümüz ekmek kutsaldır bizim için.


Prof. Dr. Mahmut Tezcan, "Türk Mutfak Kültüründe Ekmekler ve Hamurişi Yemekler
" adlı makalesinde bakın ne diyor:



     "Karın doyurmak deyimi de ekmeği içerir. Bir insanın karnının doymasında daha çok ekmek akla gelir. Bu nedenle açlık giderilmesinde en gerekli madde sayılır. Kuru bir ekmek bile yeterli görülür. Bu nedenle, “Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun.” deyimi boşuna söylenmemiştir.
Ekmek olmazsa Türk’ün karnı doymaz."

     Ekmek olmazsa Türk'ün karnı doymaz. Gerçekten de öyle. O bizim olmazsa olmazımız, kutsalımız, vazgeçilmezimiz, sofralarımızın baş tacı...

     Ekmeğin tarihini araştırırken aşağıdaki bilgilere ulaştım. Sizinle paylaşmak istiyorum:

"Ekmeğin ilk defa eski Mısır’da ortaya çıktığı, birçok kaynakta zikredilmektedir. Ekmeğin ilk defa Mısırda ortaya çıkması konusunda eldeki kaynaklar ittifak halinde olmasına rağmen, bazı yerlerde ekmeğin ilk defa Uzakdoğu’da ortaya çıktığını da yazmaktadır.
Biz kaynakların ittifaka yakın görüş birliği ettiği nokta üzerinden hareketle, ilk defa eski Mısır’da ortaya çıktığı bilgisi üzerinde duracağız. 
Buğday taneleri taşlar arasında ezilir, una dönüşür, toprak kaplarda su ile yoğrulduktan sonra, sıvı haline gelen hamur, piramit şeklindeki ateşte kızdırılmış kaplara akıtılırdı. Ağzı geniş, kızgın kabın içinde pişen sıvı, Mısır halkının sofralarının vazgeçilmez tüketim maddesi halini alırdı.    
Bu anlatılanların M.Ö. 3000 yıllarından yaşandığı tahmin edilmektedir.
Ekmek Mısır’ın en kıymetli yiyeceğidir. O kadar ki; Piramitlerin yapımında çalışanlara, ücretlerinin karşılığı ekmek olarak verildiği rivayet edilmiştir.
Ekşimiş hamur maya da, ilk defa Mısır da kullanılmıştır.  
Mayanın bir rastlantı sonucu bulunması, ekmeğin kalitesini yükseltmiş,  mayalı ekmek soyluların kullandığı bir gıda maddesi haline gelmişti.
Zaman içinde mayalı ekmek, Mısır’dan bütün dünyaya yayıldı.

        Mısır’dan dünyaya yayılan ekmek kültürünün, ulaştığı bölgelerden biri Güney Doğu Anadolu olmuştu. Asurluların, Mısır’daki uygulamalara benzer uygulamalar yaptıkları bilinmektedir.
Gazi Üniversitesince, Asurlular devrinden günümüze ulaşan tabletler üzerine yapılan araştırmalarda ekmekle ilgili önemli bulgular ortaya çıkarıldı. 
Anadolu’daki Asur Ticaret Kolonilerinde, bir adet ekmek alınırken, ev fiyatları 18-668, tarla fiyatları, 60-180 segel gümüş arasında değişiyormuş. Buna göre bundan 4000 yıl önce dört ekmeğe bir köle, 18 ekmeğe bir ev satın alınabiliyormuş. (http://www.ekmeginsesi.com/haber/34-ekmegin-sesi-ekmegin-tarihi.html)


Her ülke ve milletin ekmeği, hazırlanışı, pişirilmesi, tüketime sunulması, farklı olduğu gibi, damak tadı dediğimiz lezzeti de çeşit çeşittir.
 Bazı yerlerde ekmek yapımında kullanılan unun özelliğine göre; “kara ekmek”, “sarı ekmek”, “beyaz ekmek”, “mısır ekmeği”, “tam buğday ekmeği” ve benzeri türlerde üretilmektedir…
Bazen de hamurun yoğrulması ve hamura verilen şekle göre; “francala”, “baton” “Trabzon ekmeği”, “lavaş ekmeği”, “sandviç ekmeği”, “tost ekmeği” gibi değişik isimlerde üretim yapılmaktadır.
Bazen de pişirilen yerin özelliği ekmek üzerinde belirleyici olur.
 “Kara fırın ekmeği”, “tandır ekmeği”, “sac ekmeği”, “kombine ekmeği”, “döner ekmeği” gibi. (http://www.ekmeginsesi.com/haber/34-ekmegin-sesi-ekmegin-tarihi.html)




YEŞİL ZEYTİNLİ TAM BUĞDAY EKMEĞİ / KAŞIK DÜŞMANI

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!

Cahit Sıtkı'nın bu şiirini eklemeden geçmek olmazdı:)


YEŞİL ZEYTİNLİ TAM BUĞDAY EKMEĞİ / KAŞIK DÜŞMANI


Şimdi de tarifimizi verelim

Malzemeler:

1.5 su bardağı su
3 su bardağı tam buğday unu
1 su bardağı beyaz un
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1.5 tatlı  kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kuru toz maya
1 kase çekirdeksiz yeşil zeytin

Önce sıvıları bir araya getiriyoruz yani derince bir kaba suyu, yağı koyuyoruz. İçine şekeri, tuzu, ve mayayı ekleyerek eritiyoruz. Yavaş yavaş unları ve zeytini ekleyerek ele yapışmayan bir hamur yapıyoruz. (Unu arzuya göre ekleyip azaltabilirsiniz.) Üzerine nemli bir bez örtüp yarım saat dinlendiriyoruz. Şekil verip yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye yerleştiriyoruz. Tepsi de de bir yarım saat bekletip 180 derecede üzeri hafif pembeleşinceye kadar pişiriyoruz. Kürdan testini uygulayıp içinin pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz. Peynir, zeytin ve domates eşliğinde kahvaltıda büyük bir zevkle ve gönül rahatlığıyla tüketiyoruz.

Afiyet olsun.



17 Nisan 2012 Salı

TADI DAMAĞIMDA KALDI


Yeme içme kültürümüz o kadar zengin ki... Yemek destanlarımız var bizim. İşte bir tanesi: "Tadı damağımda kaldı"  Kamber Nar'a ait bir şiir...Şiirden bazı bölümleri aşağıya aldım, beğeneceğinizi umuyorum.


Köyümdeki yemeklerin
Tadı damağımda kaldı
Tandırdaki ekmeklerin
Tadı damağımda kaldı

İlk kez giydiğim urbanın
Yılda kesilen kurbanın
Soslu düğürcek çorbanın
Tadı damağımda kaldı
Kırda otlayan sürümün
Çökelekli bir dürümün
Kuzukulak pürpürümün
Tadı damağımda kaldı.
Tereyağlı eriştenin
Bazlama ile ketenin
Bulgurdan içli köftenin
Tadı damağımda kaldı.
Haşıl sofrada baş tacın
Pilavdır senin ilacın
Babikko ile omacın
Tadı damağımda kaldı
Yoğurttan ayrana değin
Boşa gider mi emeğin
Borani denen yemeğin
Tadı damağımda kaldı
Pancar püründen dolmanın
Hoşaflık çirle elmanın
Herleye kaşık çalmanın
Tadı damağımda kaldı


  Tadı damağınızda kalan lezzetleriniz bol olsun:))

HELLİM PEYNİRLİ SALATA


HELLİM PEYNİRLİ SALATA / KAŞIK DÜŞMANI


     Ben bu salataya bayılıyorum. Hemen her gün yesem yine de bıkmam.

     Hellim, Kıbrıs yemek kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Kıbrısın patentli ürünü Hellim, keçi veya koyun sütünden ya da ikisinin karışımından yapılır. Orta sertlikte bir peynirdir. Tuzlu, kendine has tadı ve süngersi yapısıyla kızartmaya da çok uygun bir peynirdir Hellim. Araplar bu peynire hallum, Rumlar ise hallumi diyor. Isıtıldığında yayılıp yapışmayan bu peynir aslında bir Arap peyniri. Önce Rumlar sonra da Kıbrıs Türkleri tarafından öğrenilip mutfakların vazgeçilmez tadlarından olmuş. Alışveriş merkezlerinde bugün artık rahatlıkla bulduğumuz bu peynirin tadı Kıbrıs'tan gelen hakiki Hellim'e göre oldukça farklı. Ama yine de mükemmel :) En azından benim için:)

     Salata sözünün kökünün "yeşillik" değil bir "sos" olduğunu biliyor muydunuz? Latince "herbe salta"  tuzlu otlar demekmiş. Salta "tuz", herbe ise "yeşil otlar"... Demek ki salata sosları eskiden çok tuzlu oluyormuş:)


HELLİM PEYNİRLİ SALATA / KAŞIK DÜŞMANI
      Gelelim tarifimize... Evdeki malzemelerle çok kısa bir süre içinde hazırlayabilirsiniz bu salatayı.

     6- 7 yaprak marul
     2 domates
     1 bağ maydonoz
     1 bağ roka
     2 adet yeşil soğan
     1 havuç rendesi
     1 turp rendesi
     1 limonun suyu
     3 yemek kaşığı nar ekşisi
     1 kalıp hellimin yarısı
     1/2 çay bardağı zeytinyağı
     tuz, kekik, fesleğen vb baharatlar
     Süslemek için küçük domatesler ve zeytin. Siz isterseniz mısır, kapari, kornişon turşu vb de ekleyebilirsiniz


     Yeşillikleri kıyıyor hellimi de dilimleyip tavada kızartıyorsunuz, ben hellimler için tavaya yağ koymuyorum. Her iki tarafını güzelce kızarttıktan sonra hazırladığınız salatanın üzerine diziyorsunuz.
     Afiyet olsun:))

16 Nisan 2012 Pazartesi

HATİCEMİN ELLERİ

Geçtiğimiz günlerde lise yıllarından kadim dostum Hatice'nin evindeydik topluca. Hatice çok iyi bir ev hanımı, ahçılık tecrübesi de var, İzmir'in hatırı sayılır mekanlarında çalışmış. Dünya iyisi, güzel arkadaşım sabah kahvaltısında bizlere neler yapmış neler. Selma, Nalan, Burcu ve ben afiyetle yedik. Ellerine sağlık Haticecim. İtalyan ve Meksika mutfağında harikalar yaratan arkadaşım resimlerin altına tariflerini ekler sanırım:)) Bu güzelliklerden bloğun takipçileri de faydalanmalı değil mi?



O kadar lezzetli bir biber salatasıydı ki anlatamam.
Veeee işte tarifler:))) Arkadaşım hemen tariflerini gönderdi sağolsun ben de aynı hızla paylaşmak istiyorum. Teşekkürler Haticecim:)

"Çarliston biberleri verev doğruyorsun bir tavada az yağla kavuruyorsun servis tabağına alıyorsun sonra sırasıyla rendelenmiş domatesi az yağlı tavaya atıyorsun tuzunu karabiberini az kekikle çeviriyorsun,1 çay kaşığı fesleğen sosunu da atıp domates çekesiye kadar pişiriyorsun ve biberin üstüne döküyorsun arzu edersen lor da koyabilirsin daha da harika olur"

 

Fesleğen soslu, rokalı domatesler iştah açıcıydı:)



Portakal kabuğu reçeli zahmetli ama bir o kadar da lezzetli bir reçeldi.
Arkadaşımın anlatımıyla tarifi geliyor şimdi de:

"1 kilo waşington portakalını (kabuğu kalın portakal olacak ) rendenin tırtırlı yanıyla rendeliyorum amaç acısını çıkarmak sonra ince şeritler halinde soyuyorum kıvırıp ipe diziyorum bağlıyorum ipi ki açılmasınlar sonra tencereye koyuyorum dizdiğim portakalları sıktığım portakalların suyunu koyuyorum üstüne geçecek kadar az da su ekliyom kaynamaya bırakıyorum o kaynayadursun ben 1 kilo şekere 1 kilo suyu koyup reçelin şerbetini yapıyorum potakallar kaynadığı vede şerbet hazır olduğu zaman ipleriyle beraber sudan alıp şerbete alıyorum kaynamaya bırakıyorum kıvamı reçel şurubu gibi olunca 1 tane az irice limon tuzu atıyom şekerlenmesin diye bir iki taşımcık kaynatıyorum
kavanoza alıcaım zaman ipinden sıyırıyorum portakalları veee afiyet olsun
bir püf noktası şurubaz olsun şekerifazla olmasın derseniz ikisi de aynı oranda az koyun ben şurubunu sevdiğim için suyu biraz çok koyuyorum"


Peynir dolgulu nefis domatesler...


Haşhaşlı elde açma böreğin tadına doyum olmazdı.
"veee haşhaşlı gözleme
bu tarif memleketim Denizliye has bir tarif.
hamuru klasik mayasız hamur .Yapıcağınız kadar unu yoğurma kabına alın tuzu atın suyla kulak memesi kıvamında yoğurun.küçük bezeler esip yuvarlayın üstünü bezle örtüp haşhaşı hazırlasıya kadar bekletin(ölçü sorarsanız ;göz kararı yaptığım için söyleyemem ama size yoğurma kabına 2 su bardağı unu koyun tuzu atıp suyu azar azar döküp yoğurun derim hamura bakın yeterse ölçünüz budur işte)
iç malzemesi
dövülmüş haşhaşın içine şeker (pekmez varsa evde şeker yerine koyun)ve yağ koyup karıştırın (şimdilerde mandıralarda hazır satılıyor )
yapılışı
bezeleri büyükce açın haşhaşı sürün her yerine haşhaş kapanacak şekilde 4 yerinden katlayın bir daha açın bu işlemi 2 kere daha yapın amaç hamur çürüsün veee genişçe bir tavayı yağlayıp arkalı önlü pişirin afiyet olsun."

Teşekkürler Haticecim;emeğine, yüreğine sağlık:)

 
Ellerine, yüreğine sağlık sevgili arkadaşım:)))

Haticeyi facebooktan takip etmek isterseniz adresi:


YEMEK SÜSLEME 5


Güzel, görkemli salatalar için fikirler...


Hoş bir tabak hazırlamak ister misiniz?



Yumurta, sosis, peynir, ekmek, zeytin ve domates kabuğundan hazırladığınız bu farecikleri yemeye kıyamayacaksınız...


Gerçek bir papatya gibi...


Çocukluğumuzun elma şekerleri...


Yemek süslemek bir sanat gerçekten de... Biraz hayal gücü ve emekle harika sonuçlar yakalayabilirsiniz.


Ekmek içi kalp yumurta hem de  ketçaplı:)


Bu da bir başka kalp omlet...


Salatalarmnızı görsel bir şölene çevirmek elimizde...


Havuç, zeytin ve yumurtadan penguenlerimiz:)


Sosisten ahtopot, sanki "hepsi benim" der gibi sarılmış makarnaya:)


Çocuklarınız bu canavarlara bayılacak...


Ketçap, mısır, sosis ve küçük somunlarla hazırlanmış bir kelebek...


Ekmek bulutunun altında yağan böğürtlen yağmurlarına elmadan şemsiyenizi açmak ister misiniz?


Şık bir sunum...


Ama bu karpuz harika:)


Çukulata çileğe çooook yakışıyor:)


Domates, yumurta, mayonez, maydonoz ve kürdan yeterli bu güzel sunum için...


Çocuklarınız bu canavarları severek yiyecek:)


5 Nisan 2012 Perşembe

KEREVİZ SALATASI

KEREVİZ SALATASI / KAŞIK DÜŞMANI

     Yine davet sofralarının favori salatalarından biriyle karşınızdayım dostlar. Kerevizi yemeyenlerin bile bu salatadaki sebzenin ne olduğunu anlayamadıklarına defalarca şahit olmuşumdur. İçindekinin kereviz olduğunu söylediğimde de "aaa ben kereviz yemezdim oysa, bunun tadı çok farklı" dediklerini de işittim defalarca. Hele bir de sarımsak ve ceviz girince araya harika bir başlangıç oluyor davet sofralarında. Tarife geçelim isterseniz, ama önce malzemeler...

Malzemeler şöyle:

2 orta boy kereviz
1,5 bardak süzme yoğurt ( Normal yoğurt da olur ama süzme yoğurtla daha bir güzel olduğunu da itiraf etmeliyim)
Yarım çay bardağı ceviz
2 diş sarımsak
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz
Süslemek için mısır, havuç dereotu vb



KEREVİZ SALATASI / KAŞIK DÜŞMANI
      Kerevizlerin kabuğunu soyup limonlu suda biraz bekletip derin bir kabın içine rendeliyoruz. Yoğurdu, rende sarımsağı ve küçük parçalara böldüğümüz cevizi ve tuzu üzerine ekleyip karıştırıyoruz. Servis tabağına alıp üzerini süsleyip zeytinyağını da ekliyoruz. İsterseniz pul kırmızı biber, nane, kekik vb baharatlarla da süsleyebilirsiniz.

     Afiyet olsun:)

2 Nisan 2012 Pazartesi

KÖZ PATLICAN SALATASI

PATLICAN SALATASI / KAŞIK DÜŞMANI

Patlıcanın Hikayesi:

     Patlıcan ansiklopedik tarif ile "kalın saplı, uzunca yapraklı, iri mor meyveli, otsu" bir yıllık bitkidir. İşte bu bitkinin meyvesi de patlıcandır. Anavatanı Hindistandır. Hintçede "Vatin Ganah" diye geçer. Farsçada "Patengan"; Arapçada ise "badincan"
 Evet o bir mor kadife fistanlı güzel... Binbir çeşit yemeği yapılan sebzelerin şahı... Fakir eti de denen patlıcanın turşusundan reçeline yaklaşık 200 çeşit yemeği  yapılıyor ülkemizde... Kemer patlıcan, halkapınar patlıcanı, bostan patlıcanı, kirmastı patlıcanı en bilinen türleri. İmambayıldı, karnıyarık, alinazik, patlıcan kebabı, borani, doğrama, medfune, şeyhü'l muhşi (şıkılmıhşi), pürlezzet bazı patlıcan yemekleri arasında sayılabilir.

     Yıllık tüketimi kişi başına 16 kiloyu bulan patlıcan, ülkemizde domatesten sonra ikinci sırada bulunan bir sebzeymiş bu arada. 18. yüzyıla ait yemek kitaplarında bakın patlıcanla yapılan yemekler nasıl geçiyor: Bazıncan mücveri, bazıncanlı pilav, bazıncandan mamul mülebbes dolması, bazıncan paçası, bazıncan tavası, yoğurtlu bazıncan, medkune, bazıncan kayganası, türlü, kavurmalı bazıncan, ekşili bazıncan, bazıncan dolması, şeyhülmüşi, bazıncan turşusu...

     Ayrıca İstanbul'da patlıcan mevsimi gelince özellikle patlıcan közlemesi ve kebabı yapılırken yangınların ardı arkası kesilmezmiş. Evler ahşaptan olduğu için her gün şehrin bir köşesinden yangın haberleri gelirmiş. Öyle ki yangınlardan dolayı patlıcanın şehre girişinin padişah fermanıyla yasaklandığı bile olmuş.

     Patlıcanla ilgili bir de atasözümüz var: Acı patlıcanı kırağı çalmaz. Yani kötü durumda olan bir kimseyi, ortaya çıkacak yeni kötü durumlar etkilemez; çünkü o, bu tür olumsuz durumlara alışmıştır.
 
     Güzel bir patlıcan methiyesine ne dersiniz?
 
PATLICAN SULTAN METHİYESİ

Asil soyun dayanır Acem saraylarına
Bu sebeple sofraların sertacısın şahısın
İrice pareleyip güveç eylesem nola
Sarımsağın refiki, yoğurdun hemrahısın.

Nebat-ara makamında beste olsan sezadır
Hem fukara azığı hem sultan taamısın
Senden mahrum eylemek muhibbana cezadır
Bahçivanın pederisin kabzımalın yarısın

Alinazik diyorlar yoğurtlu olanına
Domatesin soğanın en
güzel yaranısın
Hiçbir sebze rengini benzetemez ki sana
Hilkatten sibgatullah kadife esvaplısın

Sırrına vakıf olan tarifin ifşa etmez
Kitab-ı maidenin bab-ı fatihasısın
Günde beş vakit yesem bile kifayet etmez
Hasta mecruh dil uşşakın deva ü dermanısın

Közde büryan eylesem dokunur mu hatrına
Kaşarlı köfte ile billahi pek tatlısın
Halk ağzında rivayet, İmam bayılmış sana
Balık lokantalarının müdavim ayyaşısın

Zeytinyağına yatırıp mahmur eylesem seni
Kırmızı biber ile en
güzel kahvaltısın
Hünkarı ettiğin gibi memnun eylesen beni
Manav tezgahlarının medarı iftiharısın

Sana bühtan ediyor bifaide diyorlar
El Hak sebzeler içinde ahsen-i fazılasın
Afganistan’da seni şeker ile yiyorlar
Hatay mutfağının nar ekşili dolmasısın

İbrahim Hakkı bile bahs ediyor evsafın
Bu sebeple mecnunun sevda-i esrarısın
Yalan değil sevdaya düçar olur aşıkın
Kitab-ı Marifetnamede kayıtlısın

Yarab lal eyle ona ağyar olan dilleri
Cennet-i alaya koy hazırlayan elleri
Vasiyetim odur ki sebil eylen hayrıma
patlıcan fidesiyle tezyin edin kabrimi

Hulusi ÜSTÜN



PATLICAN SALATASI / KAŞIK DÜŞMANI


Patlıcan Salatası hemen herkesin yaptığı bir salata.

Benim salatamın malzemeleri şöyle:
1. 5 orta boy közlenmiş patlıcan ve 2 kırmızı biber (Közmatikte közlüyorum, fırında közlendiğinde çok sulu oluyor. Ayrıca közledikten sonra bir poşetin içinde 5 dk kadar bekletiyorum çok kolay soyuluyor. Sonra da kesme tahtası üzerinde iyice kıyıyorum)
2.  1 bardak süzme, 1 bardak normal yoğurt
3.  2 yemek kaşığı mayonez (İsteğe bağlı)
4.  Sarımsak (rendeliyorum)
5.  Süslemek için mısır, halka yeşil zeytin, havuç turşusu ve maydanoz. 
 Yeterince tuz ve zeytinyağı tabii ki...

Hepsini karıştırıyoruz. Afiyet olsun:)

YEMEK SÜSLEME 4


Pek de kızmışlar:) Hamburger ekmeği, salam, peynir, zeytin, havuç ve biraz marul yeterli bu öfkeli atıştırmalıklar için...


Ama bu kumpiri yemeye kıyılır mı:)


Salata çiçek açınca:)))


Çilek fareler...


İki keki üstüste kapatıp şeker hamurundan da balkabağınızın sapını yapabilirsiniz... Üzerine de krem şanti:) Nefis...


Kalp sucuklu özel pizzanız hazır:))


Kaplumbağa makarna salatası:) Biraz salatalık dilimi, yumurta, karanfil(göz için), marul ve hayal gücü yeterli bu şık salata için:)


Kardan adam salatası:))


Karpuz sepeti:))


Muz, Javs olursa:))


Şık bir sunum daha... Muffin kalıplarına önce pastırmayı, sonra kaşar rendesi ve yumurtayı koyuyorsunuz, fırına sürüyorsunuz bu kadar basit:))


Şık bir sunum daha... Izgarada kızarttığınız patlıcanların üzerine domates dilimi ve mayonezli sarımsaklı yoğurt karışımı koyuyorsunuz. nane ile süslüyorsunuz...


Fikriniz ve şükrünüz bol olsun... Sağlıcakla...